Nasıl Üretiyoruz?
Narenciye Tarımı
Narenciye yetiştiriciliği uzun süreli, yoğun emek gerektirdiğinden, doğru değerlendirmelerde bulunmak için iklim ve toprak isteklerini çok iyi anlamalı ve öğrenmeliyiz. Ülkemizde narenciye yetiştiriciliği yapılan alanlar subtropik özellik gösteren bir iklime sahiptir.Genel anlamda turunçgiller için büyüme sıcaklığı 12.8 derece olarak kabul edilir. Yani turunçgillerin toprak üstü organlarının faaliyeti (sürgün oluşumu vb) bu sıcaklık noktasından itibaren başlar.
Turunçgillerde gelişme, 18-20 dereceye kadar hızlanan
bir eğilim gösterir. Büyüme 26-28 derecelerde tepe noktasına ulaşır. Bu
nokta büyümenin en hızlı, fotosentez etkinliğinin en yüksek olduğu
yerdir. 30-32 derecelerde gelişme ve büyüme yavaşlar. 38-39 derecelerde ise büyüme ve gelişme neredeyse durur, en alt seviyeye
iner.
Toprak turunçgiller için temelde bir destek ve dayanak vazifesi
görmektedir. Turunçgiller için esas üzerinde durulması gereken husus
toprağın havalanan bir yapıya sahip olmasıdır. Çünkü turunçgil kökleri
yüksek miktarda oksijen ister, havasızlığa çok duyarlıdır. Ağır ve
havalanmayan topraklarda hemen boğulma tepkisi gösterirler. Bu
sebeple turunçgillerin yetiştirileceği toprağın öncelikle havalanan ve
süzek bir yapıda olması mecburiyeti vardır.
Toprağın havalanma özelliğine sahip olması mecburiyetinden
sonra turunçgiller için toprak bakımından en önemli durumlardan biri de
durgun su varlığı yani göllenme veya taban suyudur. Turunçgiller bir
bataklık bitkisi değildir. Fazla suyu sevmez.
Sağlıklı ve verimli bir turunçgil yetiştiriciliği için; toprağın
havalanan, belli bir derinliğe sahip ve drenaj (yani toprakta su
birikmesine engel olacak şekilde fazla suyun tahliyesi) özelliğine
sahip olması gerekir!
Sulamanın
kök gelişimi, ağacın taç genişliği, meyve kalitesi ve verimi üzerine
doğrudan bir etkisi söz konusudur. Sulama; kök bölgesindeki toprağın
hava, sıcaklık, tuzluluk ve besin maddelerinin alımını ve bunun sonucunda kök gelişimini ve sağlığını doğrudan etkiler. Aşırı su, kök ve
kök boğazı çürüklüklerine ve yapraklarda kloroza neden olabilir.
Köklerin zayıflaması ve hastalanması da, ağaç tacı gelişimi, meyve
tutumu ve kalitesi üzerine olumsuz etki yaparak ağacın zayıflamasına
ve verimin azalmasına ve hatta giderek ağacın ölümüne bile neden
olabilir.
Suyun az verilmesi de, ağacın gelişimini, meyve gelişim ve
kalitesini ve verimi olumsuz yönde etkiler; gelişme döneminde susuz
kalan meyveler irileşemezler ve kabukları çatlar. Bu da çürümeye
neden olur ve kaliteyi düşürür.
Uygun bir sulama ile verimi artırmak mümkündür.
Turunçgiller, diğer tropik ve subtropik meyvelerle
karşılaştırıldığında daha uzun bir hasat sonrası ömre sahiptir. Çeşitlere
göre değişen hasat sonrası dayanım süresi bahçeden başlayarak
hasat, taşıma, hasat sonrası uygulamalar ve nihayet son tüketiciye
kadar ulaşan bir zincirin tamamı ile ilgilidir.
*İsotlar Tarım işletmesi olarak narenciye veya turunçgil tarımında mevcut standartlara ve mevzuatlara uyarak yetiştiricilik yapmaktayız. Ekim işleminin başlamasından hasata kadar geçen süre içerisinde toprağa gerekli bakımın yapılması, toprağın doğru yöntemlerle sulanması, çalışanların sağlığı ve güvenliği gibi birçok konuda bilinçli hareket ediyoruz.